top of page

YOGA VE ZİHİN

Güncelleme tarihi: 19 Nis 2022

Zihin,aklı ve egosu(ahamkara) kontrol altına alındığında amaçsız arzulardan özgürleştiğinde,ruhu ile barıştığında, O kişi Tanrı ile birleşir.Rüzgarın olmadığı yerde mum alevi titremez;zihnini aklını egosunu kontrol eden,içindeki özle birleşen kişi karşılaştığı olaylar karşısındaki tepkisini o anda verir. Ve daha sonra olayla ilgili düşünceleri kaygıları mutlulukları düşünmez.

Duyular sakinleştirildiğinde,zihin dinlendiğinde akıl tereddütte kalmadığında,işte o zaman en yüce aşamaya varılmıştır.duyuların ve zihnin bu sürekli kontrolü ‘’Yoga’’ olarak tanımlanmıştır.

‘’Yoga-s chitta vritti nirodhah’’Patanjali Yoga sutraalrın ilk bölümün ikinci sutrasında yogayı bu şekilde tarif etmiştir.’’ Yoga zihin dalgalarının durağanlaştırılması’’dır

Chitta kelimesi Zihni 3 algı şeklinde kabul eder.

Manas:dikkat seçme ve reddetme gücüne sahip bireysel zihindir.Zihnin dalgalanan kararsız tarafıdır.buddhi,akıl ve mantık olaylar ve durular arasında ayrımı belirleyen zihindir.Ahamkara;olaylar ve durumlar karşısında ego nun kendini savunmasını ve Ben Biliyorum. sanmasıdır.

Yoga huzursuz zihnin sakinleştirildiği ve enerjinin yapıcı kanallara yönlendirildiği bir yoldur.Nasıl ki büyük bir nehir üzerine barajlar ve kanallar yapılarak kıtlık önlenirse,Zihin dekontrol atına alındığında bir huzur havuzu oluşur .zaman zaman bir göl kadar bulanıklaşmasa da üzerini ağaçlardan düşen yapraklar kaplar.Ama zihni kontrol altına almada ustalaşmış bir bilinç yaprakları orada fazla tutmadan alır.

Bhagavad Gita’nın altıncı bölümde Arjuna’ya anlattığı gibi bu o kadar da kolay değildir.

Arjuna:’’ Krishna sen bana yoganın tek olan Brahmanla birleşmek olduğunu söyledin.Ama zihin böylesine huzursuz ve istikrarsızken bu nasıl kalıcı olabilir ki?Zihin, coşkun ve inatçı,güçlü ve direngendir,onu zaptetmek rüzgarı zaptetmek kadar zordur.’’dedi

Krishna yanıtladı;’’Hiç şüphesiz zihin huzursuzdur ve onu kontrol etmek zordur.Ama sürekli pratikle (abhyasa) ve arzudan özgürleşmeyle(vairagya)zihin eğitilebilir.Zihnini kontrol edemeyen biri,bu ilahi birleşmeye zor ulaşır..Ancak iradesiyle hareket eden biri yoğun bir şekilde uğraşır ve enerjisini doğru araçlara yönlendiren buna ulaşabilir.’’

Söylesenize mutsuz olmayı, olumsuz düşüncelerinizin,edindiğiniz kötü tecrübelerinizin,bilmeyene duyduğunuz gelecek kaygılarınızın sürekli zihninizin bir köşesinden çıkıp sizi rahatsız edip ana odaklanmanıza engel olmalarını kim ister?Tarif ettiğim bu sıkıntı siz isteseniz de istemeseniz de ,farkında olsanız da olmasanızda insan oğlunun ortak mirasıdır.bu yüzden duygularınız ölmüş yüreğiniz donmuş gibi anda olmanın verdiği huzurun tadına bakamıyorsunuz.bir de üstüne kafanızın içinde sürekli, yeterince iyi değilsin,daha çok şeye sahip olmalısın, hiç birşeyi yetiştiremiyor ve gereken özeni göstermiyorsun diye fısıldayan bir ses var.

O ses arada bir fısıldar bazen sizi sağar edecek derecede kafanızın içinde çığlık çığlığa bağırır.Ama asla kaybolmaz arka planda onun hep var olduğunu bilirsiniz.Ne kadar yetersiz olduğunu size hatırlatarak size ömrünüz boyunca işkence eder.Çevrenizde şen şakrak olan insanlara bir göz atın,bir futbol maçını izlemeye giden kalabalığın aslında ne kadar öfkeli olduğuna dikkatini verin.Eğlenerek söylediğiniz şarkı sözlerinde kıskançlığı acıyı sezdiniz mi?

Sizce siz kendinizle barışık insanlar mısınız? Birbirinizle barışık mısınız?ya dünyayla?herkes eğer şunlara bunlara sahip olsam daha iyi bir hayatının olacağına inanır.Bütün bu beklentiler geleceğe yöneliktir.kendizi, yeterince gelişir, değişirseniz daha güzel bir hayat yaşacağınıza inandırısınız bu da bir baskı oluşturur. Şuan ki haliniz yeterli değildir, düşünceniz sürekli zihnininizde dönüp durur.Yine de çok gayret ederseniz ileride zaaflarınızı giderme ihtimaliniz vardır.bu gün buyum, yarın daha iyi biri olacağımdüşüncesiyle kederlenir,sürekli çırpınıp durursunuz.zihniniz hiç durmaz .çünkü nasıl ki yaşamanızı devam ettirebilmek için akciğerleriniz, kalbiniz durmuyor ve her bir organınızın bir görevi varsa, Zihin de düşünce üretmek için tasarlanmıştır ve görevini aralıksız olarak sürdürür. Aradaki tek fark diğer organlarıniza göre zihne müdehale edebilme şansınızın olmasıdır.

‘’Ben’’ dediğiniz kimdir hiç düşündünüz mü dokunabildiniz mi veya birine somut olarak bu ‘benim benim’’ diye gösterebildiniz mi?iyi gözlemlerseniz ben dediğiniz şeyin bedeninizin hiç bir yerinde olmadığını bir uzvunuz olmadığını kavrarsınız.Kolunuz kesilir,gözünüz kör olur parmağınız kopar ama benden hiç birşey eksilmez.Bu aynı zamanda bir bütünün parçaları olduğunuzu ve her şeyin özünde aynı bilinçte olduğunuzu farketmenizi sağlar.geriye kalan ben hiç değişmez sahip oldunuz şeyler ,eğitim seviyeniz cinsiyetiniz isminiz hiçbiri ben değildir.Zihniniz de değildir çünkü zihninizi de durdurmak isteyen bir ben var.

Kim olduğunuzun cevabını gerçekten veremedğinizde ve cevabı bulmak istediğinizde Yoga Pratiklerine başlamışsınızdır demektir.Zihnimiz bedenimiz üzerinde bir hak iddia eden hiç birşeyden etkilenmeyen bir ben olduğunu onayladık. Onun adına ‘’öz’’(atman) Yüksek benlik diyebiliriz.

Biz ona ’’ patron’’ diyelim.Çünkü gerçekte zihnin patronu O’dur.Siz kendinizi zihniniz zanndeyorsunuz.Oysa zihin sadece patronunemrindeki araçlardan biridir.Patron çoğu zaman görevini yerine getirmez.Bu yüzden zihin işlevsel açıdan yetersiz olduğu bir görevi yerine getirmek zorunda kalır.’’Hayatı Yönetmek’’. Zihin bu iş için uygun değildir.Onun sadık ve dürüst bir uşak olması gerekir patron değil.Herşeyin yoldan çıkmasının temel sebebi budur.patron uykudadır ve o uyurken zihne patron olma görevi verilmiştir.Normalde yanızca düşünme üretmek için tasarlanmış zihin, kendini bütün hayatı yönetmek zorunda kalmış bulunca korkuya kapılır.Bunun sonucu düşünce mekanizmasının zihin merkezinin bozulması olur.Algılarınızdaki bulanıklığın sebebi budur.Zihin etrafında gördüğü şeyleri çevresinde olan olaylara kendince yorumlar yaparak olumsuz düşüncelere ,yanılsamalara, kaygılara dönüştürür.Bunu size yansıtır ve size ‘’bu kaygılar düşünceler yanlış anlamalar sensin bunlar senin. bu şekilde yaşamaya devam et ‘’der.Siz de bunları alır kendiniz zannetiğiniz düşünce ve duygu durumlarıyla baş tmeye çalışırsınız fakat, zihin sürekli eskilerin üstüne yenileri getirir ve siz bunlarla başa çıkmaya çalışırsınız.Böylelikle bir uyur gezer sürekli aynı şekilde kodlanmış benzer düşünceler alışkanlıklarla hayatınızı sürdüren bir robota dönüşürsünüz.

Bu düşünce bulutlarından kederli ve kaygılı bir bilinçten çıkabilmek,zihninizin sizi kapattığı hapishaneden çıkabilmenin tek bir yolu varıdr. ‘’PATRONU UYANDIRMAK!’’

Şunu kavramak çok önemlidir ‘’SİZ ZİHNİNİZ DEĞİLSİNİZ!’’ SİZ OLDUĞUNUZU ZANNETTİĞİNİZ ŞEY DEĞİLSİNİZ!! ZİHNİNİZİN FİKİRLERİ, DÜŞÜNCELERİ,ALIŞILMIŞ DAVRANIŞLARI DEĞİLSİNİZ!!

Bunu kavramak o kadar kolay birşey değildir.Eğitimsiz ve disiplinsiz bir zihin tammamen yoldan çıkmış bir vaziyette, her zaman kaos içindedir.Endişe etmeyin umut var. Zihin eğitilirse herşey mümkündür.Kendini yanılsamalardan kurtarması görevini ona verirseniz,zaman sabır ve doğru eğitimle zihniniz kendi düğümünü yavaş yavaş çözmeye başlar.Zihni eğitmek ona zorla boyun eğdirmek onunla savaşmak mücadele etmek değildir.zaman içinde alışılmışın dışında davranışlara şahit olunca zihnizdeki düşüncelerin oyuncusu olmadan sadece izleyip gelip geçmelerine izin verdiğinizde o da uysallaşıcak ve size daha az düşünce dalgaları oluşturacak ve bir zaman sonra sizinle işbirliği yapacaktır.

ZİHNİ KULLANMAYI BİLMEZSENİZ O SİZİ KULLANIR!

KULLANABİLİRSENİZ SİZE SADAKATLE HİZMET EDECEKTİR.

ZİHNİNİZE BAKIN VE ONUNLA OLAN YANLIŞ DAVRANIŞLARI DÜŞÜNCELERİ VE DUYGULARI OLUMLUYA ÇEVİREREK UYGULAMAYA BAŞLAYIN. DOĞRU,YETERLİ VE İSTİKRARLI BİR PRATİKLE EMİN OLUN SİZİNLE İŞBİRLİĞİ YAPMAYA VE HATTA SİZE İTAAT ETMEYE BAŞLAYACAKTIR.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page